Kardeş İlişkilerinin Doğası ve Gelişimi
Kardeş ilişkileri çoğu insanın
sahip olduğu en
uzun süreli ilişkidir.
Bu ilişki çocuklara kendileri ve başkaları hakkında bir takım şeyler öğrenmek için ilk önemli
olanakları sağlayan çok özel bir ilişkidir.
Karşılıklı bir etkileşimin olduğu dinamik bir sistem olarak tanımladığımız ailede bazı alt sistemlerden söz edebiliriz. Bu alt sistemlerden biri de kardeş alt
sistemidir. Çocukların yaşıt
ilişkilerini deneyimledikleri ilk sosyal
laboratuar olan bu sistemde kardeşler birbirilerini destekleyerek,
birbirileriyle rekabet ederek pek çok
şey öğrenmektedir. Gelişimsel açıdan bakıldığında ise erken çocukluk döneminde, kardeşler birbirileri için değişmez bir arkadaşlık
kaynağı oluştururlar. Kardeşler okul öncesi dönemde, oyuncak, giysi, oda, ebeveyn dışında pek çok önemli yaşantıyı
paylaşarak etkileşimde bulunurlar. İlkokul
döneminde ise, kardeş ilişkileri sonucu
öğrendikleri sosyal yetenekleri aile
dışındaki kişilerle ilişki kurarken kullanmaktadırlar. Kardeş ilişkileri
ergenlik döneminde pek çok zıt duyguyu
barındırsa da kardeşler bu dönemde sırdaş olarak birbirilerine güven
duymaktadırlar.
Görüldüğü gibi,
kardeşler arasındaki bağ, diğer ilişkilerden farklı olarak iki insana, yaşamın
kritik dönemlerinde fiziksel ve duygusal destek sağlamaktadır.
Engelli Çocuğun Varlığında Aile İlişkileri
Ailede engelli bir çocuğun varlığının bir
bütün olarak tüm aileyi etkilediği
görülmektedir. Sağlıklı bir çocuk bekleyen anne babanın, farklı özelliklere sahip bir bebek dünyaya
getirmesi ailede değişik duygu ve
düşünceler yaratmaktadır. Bu duygu ve
düşünceler; şok ve inkar, ardından kızgınlık, uzlaşma, depresyon ve kabullenme
süreçlerini kapsamaktadır. Ancak her ailenin kabullenmeye doğru yol alamadığı
da görülmektedir. Bu durum aile ilişkilerinde çatışmalara, evlilikte
uyumsuzluklara vb. pek çok soruna neden olmaktadır. Bu aşamada ailelerin psikolojik yardım almaya
yönelmeleri en doğru yaklaşım olmaktadır.
Çocuğun yaşadığı
yetersizlikler anne ve babaya ilave
sorumluluklar getirmekte, bu durum anne babanın
kaygı yaşamasına yol açmaktadır. Anne ve babanın yaşadığı yoğun kaygı, engelli çocuğun gereksinimlerini
karşılamalarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bununla birlikte
bu durum engelli çocuğun kendisi ve çevresiyle uyum sağlayabilmesini
de güçleştirebilmektedir.
Başka bir deyişle, ebeveynlerin, engelli
çocuğun yol açtığı değişiklerle baş etmede
yetersiz hissetmeleri, yaşamlarını engelli çocuğun gereksinimleri
doğrultusunda düzenlemeleri, engelli çocuğu aşırı korumaları veya reddetmeleri
gibi yaşantılar, ailenin normal işleyişini bozabilmektedir.
Engelli Çocuğun Varlığının Kardeş
ve Kardeş İlişkileri
Üzerine Etkileri
Daha önce de
belirttiğim gibi kardeşlerle ilişkiler,
çocukların gelişiminde oldukça önemli
bir yere sahiptir. Buradan yola çıkarak
engelli çocuğu olan ailelerde kardeş ilişkileri, normal gelişim gösteren çocuğun gelişimini ne
yönde etkilemektedir, sorusu dikkati çekmektedir.
Engelli kardeşe sahip çocukların gurur ve
memnuniyet gibi olumlu duygulardan; öfke, kıskançlık, yetersizlik, yalnızlık ve
suçluluk gibi olumsuz duygulara doğru giden çeşitli duygusal ve davranışsal yaşantıları olduğu görülmektedir.
Çocukların
engelli kardeşlerine olan olumsuz duygusal tepkilerini kızgınlık, düşmanlık,
kıskançlık, suçluluk, üzüntü, endişe ve
korku, utanma ve sıkılma, reddetme olmak üzere çeşitli başlıklar altında toplayabiliriz.
Çocukların engelli kardeşlerine yönelik en yaygın duygusal tepkileri olan kızgınlık, anne babanın engelli kardeşle
daha çok ilgilenmesi, engelli kardeş nedeniyle çeşitli sosyal olaylara
katılamama, maddi kaynakların engelli kardeşler için kullanılması gibi durumlar
sonucu ortaya çıkabilmektedir. Kızgınlık duygusu beraberinde kıskançlık duygularını da
getirebilmektedir. Ailenin söz konusu
engel yüzünden çok zorluk çektiği durumlarda, normal gelişim gösteren
kardeşlerin sağlıklı oldukları için kendilerini suçlu hissedebildikleri kimi
zaman da bu kardeşlerin bir bedel olarak engelin belirtilerini taklit edebildikleri dikkati çekmiştir.
Ailenin önemli derecede zamanını, ilgisini ve
sosyal desteğini ve hatta parasal kaynaklarını verdiği engelli çocuğun normal
gelişim gösteren kardeşleri, işleyişteki bu bozulmaya uyum sağlamak zorunda
kalırlar. Buna bağlı olarak, kardeşler ihmal
edilmiş olma ve yalnızlık duyguları yaşayabilir ve engelli kardeşini kıskanabilir.
Ebeveynlerin,
normal gelişim gösteren çocuklarına yönelik gerçekçi olmayan beklentiler
içinde oldukları da dikkati çekmektedir. Engelli çocuğun farklı gereksinimleri
nedeniyle zamanları sınırlı hale gelen
ebeveynler, normal gelişim gösteren
çocuğa ağır ev işi sorumlukları gibi çeşitli yükümlülükler verebilmektedir. Yapılan araştırmalarda normal gelişim gösteren büyük kız kardeşlerin
bu durumdan daha da fazla etkilendiği görülmektedir. Bu duruma uyum sağlayabilen çocuklar
hoşnutluk ve kendinden gurur duyma gibi
olumlu duygular yaşarken, uyum sağlayamayanlar ise öfke ve düş kırıklığı hissetmektedir.
Ailelerinin beklentilerini karşılayamadıkları için yetersiz ve güçsüz
hissedebilmektedir.
Engelli çocukla ilgili konuşmalardan
kaçınıldığı, duygusal paylaşım ve iletişimin sınırlı olduğu
ailelerde, normal çocukların engelli kardeşle ilgili kaygılarını ifade
edemedikleri, merak ettikleri konuları soramadıkları dolayısıyla engelle ilgili
yanlış bilgilere sahip oldukları
görülmektedir. Buna bağlı olarak bazı
kardeşlerin ileride kendi çocuklarının
da engelli olacağı
yönünde korku yaşadıkları da dikkati
çekmektedir.
Bu olumsuz duyguların yanı sıra, engelli kardeşe sahip çocuklarda yüksek düzeyde bir empati, farklılığa karşı artan bir tolerans, olgunluk, sorumluluk ve
duyarlılıkta artış gibi olumlu kazanımların
varlığı da göz ardı edilmemelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder