24 Eylül 2013 Salı

SALDIRGANLIK


SALDIRGANLIK

 

-Çocuklarda Saldırganlık ve Sinirlilik

 

            Karşı tarafa verilen fiziksel tepkidir. Kişide doğuştan olan bir içgüdüdür.Bu içgüdü her zaman ortaya çıkmaz, çoğunlukla bastırılır.Ancak yok olmaz biçim değiştirir.

           

            Saldırganlığın sözel, fiziksel, pasif ve aktif olmak üzere çeşitleri vardır. Her gelişim döneminde bu saldırganlık çeşitlerinden biri karşımıza sıkar.Örneğin bebeklik döneminde aktif saldırganlık ve plandadır.Bebek ihtiyaçları karşılanmadığı zaman öfkelenme, ağlama, elini kolunu,ayağını amaçsız sağa sola vurma gibi tepkiler gösterirken 1-4 yaşları arasındaki erken çocukluk döneminde eşyaları fırlatıp atma, birilerine vurma, ısırma gibi fiziksel saldırganlık daha çok görülür.4-5 yaşlarında ise sözel saldırganlık ifadeleri artar. Orta çocukluk döneminde çocukların saldırganlığı daha çok amaca yöneliktir.          

            2-4 yaş arasında saldırgan davranışların önce artış gösterdiği sonra azaldığı görülür. 3 üncü yaştan sonra vurma, tepinme gibi davranışlar azalırken sözel hakaretler ve saldıralar artar. Çocuklar 2 yaştan sonra dil gelişimindeki ilerleme nedeniyle kendilerini daha kolay ifade edebilirler. Bunun sonucu olarak saldırgan davranışların sıklığının azaldığı ve saldırganlık süresinin kısaldığı görülmektedir. Ancak saldırganlık konusunda da çocuklar arasındaki bireysel farklılıklar unutulmamalıdır.Genelde erkeklerin kızlarda  daha fazla sözel tepki verdikleri bulunmuştur.           

            Okul öncesi dönem çocuklarının çevrelerindeki saldırganlıktan da etkilendikleri görünmektedir.Yani çevrelerindeki modelleri taklit ederler. Saldırganlık bir anlamda bulaşıcıdır denebilir. Çocuklar saldırgan davranışları,yetişkinleri, diğer çocukları veya televizyondaki saldırgan karakterleri taklit ederek de öğrenirler.          

            Bazen de çocuklar saldırganlığa adeta zorlanırlar. Örneğin; bazı anneler sürekli olarak çocuğunun yaramazlığından söz ederler. Gereğinden fazla cezalandırarak veya hoşgörülü davranırlar. Çocuğa fiziksel  ceza veren anneler, çocuğun kızgınlık duymasına yol açtığı gibi aynı zamanda kendi saldırgan davranışlarıyla da çocuklarına model olurlar. Aile içi anne-baba arasındaki  

tutarsız eğitim de saldırganlığa davetiye çıkarır.Tutarsız eğitim, çocukların kızgınlıklarını kontrol etmeyi öğrenmelerini engeller. Anne ve babalar çocuklarına kızgınlıkla baş etmede alternatif yollar sunmalıdırlar. Örneğin “kızınca arkadaşına vurma, onunla bu sorunu tartış, vurarak halledemezsin ama konuşarak halledersin” gibi,          

            Çocuğun saldırganlığında çocuk yetiştirme yöntemlerinin, aile içi dinamiğin,çocuğun hormonlarının, kişiliğinin, fiziksel görünümünün ve sosyal becerilerinin de etkili olduğu savunulmaktadır. Yapılan bazı çalışmalar, anne baba arasında geçimsizlik olan, ret edici davranan, yeterince sevgi göstermeyen ailelerin çocuklarının daha fazla saldırganlığa eğilimi olduğunu ortaya koymuştur. Aynı zamanda çocuklarını işbirliği ve paylaşma için ödüllendirmeyen ancak saldırgan davranışlarından dolayı cezalandıran ailelerin çocuklarının da daha fazla saldırgan davranış sergiledikleri bulunmuştur, 

-Saldırğanlığın Nedenleri;

           
            * Dil gelişimini henüz yeni yeni kazanmaya başlayan çocuk kendini ifade edemez ise beden diline başvurur, saldırgan davranışlar gösterir.

            * Çocuk otoriter ya da aşırı hoşgörülü aile tutumlarıyla yetiştiğinde bu davranışlar düzelebilir.

            * Kendine güveni olmayan veya baskı altındaki çocuk saldırgan davranış gösterebilir.

            * Çocuğun yapmaya çalıştıkları konusunda engellemesi ile saldırganlık oluşabilir.

            * Aile içerisindeki sorunları sevgi ve ilgi yetersizliği, örselenmeside saldırgan yapabilir.

            Çocukların çevresindeki değişiklikler saldırganlık nedenlerindendir.


-Saldırğanlığın Belirtileri;
 

            * Saldırgan çocuk eşyaları fırlama, kendini yerlere atma,bağırma, itme, çekme, etrafına saldırma gibi davranışları sıklıkla gösterir.

            * Tükürme, ısırma,çimdikleme,sıkma,amaçsızca kollarını ayaklarını savurma,aniden eliyle pençeleme gibi hareketleri gösterebilir.

            * Belli kişilere takıntılı olabilir. Belirli kişilere karşı nefret dolu ve daha saldırgan, belirli kişilere ise sevgi dolu olabilir.

            * Saldırgan çocuk genellikle aktif ve hareketlidir.Aktifliğin sonucu olarak elinde yüzünde, ayaklarında yaralar olabilir.

            *Ev içerisinde saldırgan olan çocuk dışarıda ise içe kapanık,utangaç ve sakin olabilir.

 -Saldırganlığı Önleme Yolları;
 

            * Çocuk saldırganlıklarını önlemenin en etkili yolu saldırganlık nedenlerini tespit edip ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Anne ve babanın aşırı hoşgörülü davranışlarından dolayı saldırganlık eğilimi gösteren çocuk dışarıya karşı sakin,utangaç olabilirler.Böylece çocuklar için anne baba tutumlarının  değişmesi gerekir.

            * Yetişkinler saldırgan davranışlar sergileyerek çocuklara kötü örnek olmamalıdır.

            * Şiddet saldırganlık içeren filmler, video oyunları çocuklardan uzak tutulmalıdır.

            * Çocuğun gösterdiği saldırgan davranışlar görmemezlikten gelinmemelidir. Tolerans gösterilmemeli ancak çocuk dayakla da cezalandırılmamalıdır.

            * Çocuklar kendilerinden beklenenleri gerçekleştiremediklerinde, kendilerini yetersiz Ya da başarısız hissettiklerinde de saldırganlık gösterebilirler.Çocuğun gelişimine ve yaşına uygun beklentiler içinde olunmalıdır.

            * Çocuğun güven duygusu geliştikçe beklemeyi ve tepkilerini kontrol edebilmeyi öğrenir.

Bu yüzden çocuğa güven aşılanmalıdır.

            * Çocuğun saldırganlığını cezalandırmak yerine, uysal olduğu durumlara kanalize olmak ve ödüllendirmek çocuğu uysal davranmaya motive eder, saldırganlığı azaltır.

            * Çocuk saldırgan dürtüyü boşaltmak için spor gibi çeşitli faaliyetlere yönlendirilmelidir.Çocuğun aktif olmasını sağlayacak hareketli oyunlar ve etkinlikler hazırlanmalı, oyunlarda çocuğa sorumluluk verilmelidir.
                         
 
Kaynakça:       Pedegog Elif Koca (2006 “Çocuğunuzu ne Kadar Tanıyorsunuz” Goa Yayınları)

                        Prof  Dr.Pınar San Beyhan  - Prof Dr.İsmihan Artan (Çocuk Gelişimi ve Eğitimi, yayınların)

 

           

           

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder