SALDIRGANLIK
-Çocuklarda Saldırganlık ve Sinirlilik
Karşı tarafa
verilen fiziksel tepkidir. Kişide doğuştan olan bir içgüdüdür.Bu içgüdü her
zaman ortaya çıkmaz, çoğunlukla bastırılır.Ancak yok olmaz biçim değiştirir.
Saldırganlığın
sözel, fiziksel, pasif ve aktif olmak üzere çeşitleri vardır. Her gelişim
döneminde bu saldırganlık çeşitlerinden biri karşımıza sıkar.Örneğin bebeklik
döneminde aktif saldırganlık ve plandadır.Bebek ihtiyaçları karşılanmadığı
zaman öfkelenme, ağlama, elini kolunu,ayağını amaçsız sağa sola vurma gibi
tepkiler gösterirken 1-4 yaşları arasındaki erken çocukluk döneminde eşyaları
fırlatıp atma, birilerine vurma, ısırma gibi fiziksel saldırganlık daha çok
görülür.4-5 yaşlarında ise sözel saldırganlık ifadeleri artar. Orta çocukluk
döneminde çocukların saldırganlığı daha çok amaca yöneliktir.
2-4 yaş
arasında saldırgan davranışların önce artış gösterdiği sonra azaldığı görülür.
3 üncü yaştan sonra vurma, tepinme gibi davranışlar azalırken sözel hakaretler
ve saldıralar artar. Çocuklar 2 yaştan sonra dil gelişimindeki ilerleme
nedeniyle kendilerini daha kolay ifade edebilirler. Bunun sonucu olarak
saldırgan davranışların sıklığının azaldığı ve saldırganlık süresinin kısaldığı
görülmektedir. Ancak saldırganlık konusunda da çocuklar arasındaki bireysel
farklılıklar unutulmamalıdır.Genelde erkeklerin kızlarda daha fazla sözel tepki verdikleri
bulunmuştur.
Okul öncesi
dönem çocuklarının çevrelerindeki saldırganlıktan da etkilendikleri
görünmektedir.Yani çevrelerindeki modelleri taklit ederler. Saldırganlık bir
anlamda bulaşıcıdır denebilir. Çocuklar saldırgan davranışları,yetişkinleri,
diğer çocukları veya televizyondaki saldırgan karakterleri taklit ederek de
öğrenirler.
Bazen de
çocuklar saldırganlığa adeta zorlanırlar. Örneğin; bazı anneler sürekli olarak
çocuğunun yaramazlığından söz ederler. Gereğinden fazla cezalandırarak veya
hoşgörülü davranırlar. Çocuğa fiziksel
ceza veren anneler, çocuğun kızgınlık duymasına yol açtığı gibi aynı
zamanda kendi saldırgan davranışlarıyla da çocuklarına model olurlar. Aile içi
anne-baba arasındaki
tutarsız eğitim de saldırganlığa davetiye çıkarır.Tutarsız
eğitim, çocukların kızgınlıklarını kontrol etmeyi öğrenmelerini engeller. Anne
ve babalar çocuklarına kızgınlıkla baş etmede alternatif yollar sunmalıdırlar.
Örneğin “kızınca arkadaşına vurma, onunla bu sorunu tartış, vurarak
halledemezsin ama konuşarak halledersin” gibi,
Çocuğun
saldırganlığında çocuk yetiştirme yöntemlerinin, aile içi dinamiğin,çocuğun
hormonlarının, kişiliğinin, fiziksel görünümünün ve sosyal becerilerinin de
etkili olduğu savunulmaktadır. Yapılan bazı çalışmalar, anne baba arasında
geçimsizlik olan, ret edici davranan, yeterince sevgi göstermeyen ailelerin
çocuklarının daha fazla saldırganlığa eğilimi olduğunu ortaya koymuştur. Aynı
zamanda çocuklarını işbirliği ve paylaşma için ödüllendirmeyen ancak saldırgan
davranışlarından dolayı cezalandıran ailelerin çocuklarının da daha fazla
saldırgan davranış sergiledikleri bulunmuştur,
-Saldırğanlığın Nedenleri;
* Dil
gelişimini henüz yeni yeni kazanmaya başlayan çocuk kendini ifade edemez ise
beden diline başvurur, saldırgan davranışlar gösterir.
* Çocuk
otoriter ya da aşırı hoşgörülü aile tutumlarıyla yetiştiğinde bu davranışlar
düzelebilir.
* Kendine
güveni olmayan veya baskı altındaki çocuk saldırgan davranış gösterebilir.
* Çocuğun
yapmaya çalıştıkları konusunda engellemesi ile saldırganlık oluşabilir.
* Aile
içerisindeki sorunları sevgi ve ilgi yetersizliği, örselenmeside saldırgan
yapabilir.
Çocukların
çevresindeki değişiklikler saldırganlık nedenlerindendir.
-Saldırğanlığın Belirtileri;
* Saldırgan
çocuk eşyaları fırlama, kendini yerlere atma,bağırma, itme, çekme, etrafına
saldırma gibi davranışları sıklıkla gösterir.
* Tükürme,
ısırma,çimdikleme,sıkma,amaçsızca kollarını ayaklarını savurma,aniden eliyle
pençeleme gibi hareketleri gösterebilir.
* Belli
kişilere takıntılı olabilir. Belirli kişilere karşı nefret dolu ve daha
saldırgan, belirli kişilere ise sevgi dolu olabilir.
* Saldırgan çocuk
genellikle aktif ve hareketlidir.Aktifliğin sonucu olarak elinde yüzünde,
ayaklarında yaralar olabilir.
*Ev
içerisinde saldırgan olan çocuk dışarıda ise içe kapanık,utangaç ve sakin
olabilir.
* Çocuk
saldırganlıklarını önlemenin en etkili yolu saldırganlık nedenlerini tespit
edip ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Anne ve babanın aşırı hoşgörülü
davranışlarından dolayı saldırganlık eğilimi gösteren çocuk dışarıya karşı
sakin,utangaç olabilirler.Böylece çocuklar için anne baba tutumlarının değişmesi gerekir.
* Yetişkinler saldırgan davranışlar
sergileyerek çocuklara kötü örnek olmamalıdır.
* Şiddet
saldırganlık içeren filmler, video oyunları çocuklardan uzak tutulmalıdır.
* Çocuğun
gösterdiği saldırgan davranışlar görmemezlikten gelinmemelidir. Tolerans
gösterilmemeli ancak çocuk dayakla da cezalandırılmamalıdır.
* Çocuklar
kendilerinden beklenenleri gerçekleştiremediklerinde, kendilerini yetersiz Ya
da başarısız hissettiklerinde de saldırganlık gösterebilirler.Çocuğun
gelişimine ve yaşına uygun beklentiler içinde olunmalıdır.
* Çocuğun
güven duygusu geliştikçe beklemeyi ve tepkilerini kontrol edebilmeyi öğrenir.
Bu yüzden çocuğa güven aşılanmalıdır.
* Çocuğun saldırganlığını
cezalandırmak yerine, uysal olduğu durumlara kanalize olmak ve ödüllendirmek
çocuğu uysal davranmaya motive eder, saldırganlığı azaltır.
* Çocuk
saldırgan dürtüyü boşaltmak için spor gibi çeşitli faaliyetlere
yönlendirilmelidir.Çocuğun aktif olmasını sağlayacak hareketli oyunlar ve
etkinlikler hazırlanmalı, oyunlarda çocuğa sorumluluk verilmelidir.
Kaynakça: Pedegog
Elif Koca (2006 “Çocuğunuzu ne Kadar Tanıyorsunuz” Goa Yayınları)
Prof Dr.Pınar San Beyhan - Prof Dr.İsmihan Artan (Çocuk Gelişimi ve
Eğitimi, yayınların)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder